Translate

10 Haziran 2015 Çarşamba

Çavdar Tarlasında Çocuklar



Bu eseri ilk duyduğumda konusunu, mekanını ve karakterlerini kendimce tahmin edip; araştırma yapmamıştım. Okuduktan sonra tahminlerimin bir fiyasko olduğu ortaya çıkmıştı. Ne düşündüğüm gibi olay köyde geçiyordu, ne de küçük çocuklar vardı; olaylar şehrin göbeğinde geçiyordu; çavdar tarlalarının çok uzağında ama çavdar tarlalarının özleminin olduğu bir yerde...

Hepimizin farkında olduğu ama sesimizi çıkarmadığımız, gözümüzün önünde işleyen bir çark var. Fazla ses çıkarmamamızın hatta hiç ses çıkarmamamızın bir sebebi de bizimde bu sahtekar insanlardan olduğumuzdur. Salinger böyle tanımlıyor insanları. İnsanların yaptıkları hareketler doğallıktan çıkıp yavaş yavaş rol yapmaya başladığını gördükçe adeta oyuncuları izler gibi oluyoruz. Kitaptaki ana karakter Holden insanların yüzlerine söylemese de içten içe hepsinin sahtekar olduğunu görmeye başlıyor. İnsanlardan soğudukça yalnızlığın kucağına düşmek kaçınılmaz oluyor tabi ki.

Elbette kusursuz gördüğünüz el üstünde tuttuğunuz insanlar olacaktır. Sahtekar olmayanlar. Aslında onlar yüzünden diğer insanların sahteliği daha bir göze batmaktadır. Konuştuğumuz insanları belli bir kalıba sokmak, onları "kusursuz"umuza  benzetmek istediğimiz için kişi hayalimizin dışına çıktığında araya mesafeler girmektedir.

Bu bunalımdan kurtulmak için belki de uzaklara gitmek gerekir. Çavdar tarlalarının olduğu bir yere. Artık hiçbir şeyi sevemediğin de sevebileceğin bir yer aramak gerekir. Yada yola çıkarken seni bırakmayan biri varsa burada da sevdiğim var demek uzakları yakına çevirecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder